Eğer milyonları bilinmeyene yapılan tehlikeli su altı maceralarıyla tek başına büyüleyen biri varsa bu Fransız Jacques Cousteau’dur. Jacques-Yves Cousteau,10 Haziran 1910 yılında Fransa’da Bordeux yakınlarındaki  St.-Andre-de-Cubzac kasabasında dünyaya gelmiştir. Annesi ve babasının adları Daniel ve Elizabeth Cousteau’dur.

Çocukken oldukça zayıf bir bünyesi olmakla birlikte 4 yaşında yüzmeyi öğrendi. Dalmaya olan ilgisi sonsuz bir deniz sevdasına dönüştü.Aynı zamanda makinelere çok meraklıydı.13 yaşında bir film kamerası almak için harçlıklarını biriktirdi.Yaptığı ilk şey,nasıl çalıştığını görmek için onu parçalara ayırmaktı.Evinin çevresinin filmlerini çekti ve onları şef kameraman ve yönetmen olarak  “J. Cousteau” olarak işaretledi. Bu merakına rağmen, Cousteau okulla fazla ilgilenmiyordu. Kısa bir sürede okulun camlarından birini kırdığı için okuldan atıldı. Bunun sonucu oalarak  Alsaz’da bir yatılı okula gönderildi.

1930’da Naval Akademisine girmeye hak kazandı ve topçu subayı olarak Fransız Ordusuna katıldı. Yanına kamerasına ve aldı şeritlerce ilginç film çekti. Bunlardan biri Polonezya yakınlarına yaptığı gezilerden biriydi ve istiridye için su altına daldıklarında bir çeşit koruyucu gözlük takan güney denizi inci avcılarını gördü.

1933’ te büyük bir araba kazası geçirdi ve ölümden döndü. Cousteau sağlığını yeniden kazanmak için hergün Akdeniz’de yüzmeye başladı. Burada su tutan ve deniz altını gösteren koruyucu gözlüklerle deneyler yaptı.

1937’de Simone Melchior ile evlendi ve iki oğlu oldu. Jean-Michel ve Phillipe.

Cousteau ve arkadaşları kamerada gördüklerini kaydetmek ve daha derine dalmak amacındaydılar. Basınçlı hava tüpleri yeni keşfedilmişti ve bunlar Cousteau’ya şnorkel hortumlarına benzer çeşitli aletlerle,deniz giysileri ve sualtında nefes alabilme cihazlarıyla ilgili deneyler yapmasına yardım etti.Aynı zamanda kamera için su geçirmez bir kılıf tasarımı yaptı. 2. Dünya Savaşı’nda Fransa Hitler’in Nazilerinin eline geçtiğinde, Cousteau Hitler’in silahlı müttefik ordularına karşı casusluk yapmak üzere Fransa direniş hareketine katıldı. Onun bu çabaları daha sonra Fransız hükümeti tarafından birçok madalyayı da içeren ödüllerle karşılık bulacaktı. Bunlardan biri de bir sivile verilen en büyük onur madalyası  Legion d’Honneur’ dür.

Savaş sırasında,su altında daha uzun süre kalabilmeyi sağlayacak nefes alma cihazlarıyla ilgili araştırmalarına  devam etti.1943’ te bir makinada iki mükemmelliği gerçekleştiren Fransız mühendis Emile Gang ile tanıştı.Buna “aqua lung” (su ciğeri) adını vermişti. Bu “aqualung”, bir dalgıçın saatlerce deniz altında kalmasını sağlıyordu.1943’te Cousteau aqualung’ını  60 feete dalarak denedi. Aqualung’ın keşfiyle, scuba diving (tüple dalma) gerçekleşmiş oldu. Scuba, su  altı nefes alma cihazını içeren kelimelerin başharflerinden oluşan bir kelimedir.

1948 ‘de Fransa Okyanusbilimleri Birliği başkanı oldu ve 1950’ de başka yerlerde araştırma yapmak amacıyla Calypso adı verilen gemiyi satın aldı. Gezilerini finanse edebilmek için hükümetten ödenek almaya çalıştı fakat kısa süre içinde öncelikle basının ilgisini çekmesinin gerekliliğini anladı.

Cousteau, tüple dalmayı geliştirmek amacıyla 19532’de önce  “Sessiz Dünya” yı yazdı.Bu kitap ona hemen ün kazandırdı.1955’ te Fransız hükümeti ve National Geographic’in sponsorluklarıyla Hint Okyanusuna ve Kızıl Deniz’e gitti. Aynı süre içinde  sayısız film çekti.1956 da “silent world” sessiz dünya belgeselini çekti.Köpekbalıklarının beslenmesiyle ilgili olağanüstü bir dizi çekerek Akademi Ödülünü kazandı.

Halkın dikkatini çektikten sonra,çalışmalarını sürdürmek için bir merkeze ihtiyacı oldu.1956’ da Fransız ordusundan yüzbaşı olarak emekli oldu ve Monaco okyanus bilimi enstitüsüne yönetici olarak getirildi.

Cousteau,uzun süre insanların okyanus tabanında yaşayabileceğini ve çalışabileceğini göstermek istedi.Bunu kanıtlamak amacıyla Conshelf I,2 ve 3 adını verdiği üç gezi tasarladı.Kameralar bu okyanus görüntülerinin her anını çekti ve serinin son filmi “’World Without Sun” Güneşsiz Dünya 1966’da Akademi ödülünü kazandı.

1968’ de Cousteau bir televizyon dizisi yapıp yapamayacağını sordu.Başlangıçta 4 dizi olarak düşünülen program, dokuz yıl boyunca devam etti.” Jacques Cousteau’nun denizaltı dünyası” adı verilen programda Cousteau’yu dünyayı bir uçtan öbür uca dolaşırken milyonlarca kişi izledi.

İnsanlar oturma odalarında köpekbalıkları, yunuslar, foklar, batık hazineler ve mercan adalarıyla yüz yüze geldi. Cousteau filmleri ve gezileri arasında çeşitli kitaplar yazdı1963’te “Living Sea”(Yaşayan Deniz) , 1975’te “Dolphins” Yunuslar,1985’te “Ocean World” Okyanus Dünyası.

Bu yolculuklar sırasında,okyanusların insanlar tarafından acımasızca kirletildiği gerçeğiyle karşılaştı.1974’te okyanus yaşamını koruma amacıyla Cousteau Derneğini kurmaya başladı.Bu organizasyon büyüyerek 300.000’in üzerinde üyesiyle dünya çapında bir dernek oldu. Cousteau, Birleşik Devletler başkanı Reagan tarafından özgürlük madalyasıyla ödüllendirildi.

11 haziran 1966’da Calypso Singapur Burnunda bir mavnaya çarptı ve battı. Cousteau,Calypso 2 adını vereceği yeni bir gemi almak için para toparlamaya çalıştı fakat insanların deniz altındaki bilinmeyene olan korkusunu sona erdiremeden haziran 1975’te hayata veda etti.