Şerif büyük kente ilk kez geliyordu. Köyünde aylardır bu günleri düşlemişti. Babası aşçıydı Şerif'in. Varlıklı kişilerin evlerinde çalışır, kazancını köyüne yollardı. Şerif'in karnı tok, giysileri yamasızdı. Ama o, yaşamından hoşnut değildi. "İlle de babamı isterim," diyordu. Ana oğul, yazdıkları mektuplarda, hep baba özleminden söz ediyorlardı. Baba buna dayanamadı. Kendin kenar semlerinden birinde, bir oda tuttu. Karısıyla oğluna: "Gelin," diye haber saldı.
Şerif mektubu okuyunca, sevincinden tavana sıçradı. Bir solukta tüm köyü dolaşıp haberi herkese yaydı... Ve ana oğu, sıcak bir yaz günü köyden ayrıldılar. Otobüse binim büyük kente vardılar. Şerif o yıl beşinci sınıfa geçmişti. Kulağı, büyük kentle ilgili bilgilerle doluydu.
|